{ margin-top:0px; position: relative; top: -50px; }
Related Posts Widget for Blogs by LinkWithin

Enkaz-ı Aşk, Hurda-i Sevgi

Gönderen Yazmak Keyiftir 9.08.2009 Circa

Benim ufaklığımda eskiciler vardı. Sırtlarında siyah bir torbayla dolaşır. Bağırırlardı, "Eskiler Alıyoomm, Hurdalar Alıyoomm" diyerek. Büyüklerin haylazlıklara karşı en önemli silahıydı eskiciler bizler için. Hizaya "Eskiciye Verilmek" ile getirilirdik. Sonra, sonra el arabalarıyla dolaşanlar peyda oldu sokaklarda "Eskilere Naylon, Şişelere Mandal" diye çığırarak. O yıllarda cam yoktu, metal değerliydi. Ahşaplı, metalli yıllardı. Plastikli yaşam yıllarına yeni geçiliyordu. Ahşaplarının yerine renkli plastik mandallar kullanan, "Noramin" marka plastik tabak takım sahibi kadınların farklılaştığı yıllara "Merhaba" idi. Lastik topu nice yıl sonra gördüm. Terzilerden toplanan artık kumaş parçalarından top, tahta makaralardan araba, limon kasalarından sökülen çiviler ve tahtayla kılıçların yapıldığı yaratıcı, hayalgücü zamanları. Hep birlikte radyo dinlenilip meşk edilen, ispirto ocağının ozon yareni, lpg nin atmosferi delmediği, çamaşırların soba külü ile yıkandığı yıllar..
Her çocuk büyük ölçüde kendi oyucağını kendisi yapar, "Vita" yağı tenekeleri ortancalara saksı olurdu. Atılmaz, saklanır. Bir ihtiyacı görür zamanlarıydı. Herşey tekrar tekrar bakımı yapılıp kullanılırdı. Kundura tamircilerinin, kalaycıların, saatçilerin itibarlı dönemleri. Kadri ve kıymeti bilinirdi, elde avuçta olanın, aşk gibi, sevda gibi. İnsanların terbiyesi hep yokluk sokaklarından geçerdi o yıllarda. Çabuk devrildi zaman ve Çamların Bardak Olduğu devirdeyiz. Her nevi kavram için "Kullan At" mottosu yaratıldığından bu yana kullanıp, atıyoruz. Bitiriyoruz. "Eskidi" diyerek terk ediyoruz.
Ne yazık!

Her şeye bir ömür biçiyoruz. "In" ve "Out" etiketleri ile bu zamanı belirliyor ve birbirimizin burnuna dayıyoruz. Şımar ki az kullan. Şımarki kullanılmamış olanı kullan. Kullanılmış hiç bir şey istenmiyor. Eh! Hal Böyle olmasaydı; "Eskiye Rağbet Olsa Bit Pazarına Nur Yağardı Lafını" niye etsinlerdi ?. Hiç bir şey sonsuz olamıyor. Tüketiliyor. Ama metal yorgunluğu, ama kötü kullanım, ama ihtiras, ama yalan yüzünden. Sebebi ne olursa,.. olsun. Bitiyor, yitip gidiyor. Gelişindeki hız ve kolaylıkla çıkıp gidiyor. Yoksa tüketimin sözlüklerdeki karşılığını "İshal" ile değiştirmek mi lazım ?
Devri Saadet'teyiz ya, bir de devir sürat devri. Çarpım tablosu yok, logaritma çözerim sanallığı. Yaparım zan ederliliği. İstenilenin üstüne, bir de fast-food kreması fışkırt biraz. Ne kadar lezzetli oldu. "Food" u tamam, "Fast" ına hızlı yenmeli şimdi. Ya sonra ?
Sonra psikolog kapılarında, "Aşk İshali" ya da tek yönlü beslenmeden "Sevda Kabızlığına" duçar oluşa derman reçeteleri.
Nasıl haller bunlar ? Hani, bunlar eşyanın tabiatına dair idi ?
Sevgiye, Aşka, Dostluğa, Vefaya, Şevkate hiç bir şey olmazdı ?
Yitip gitmezdi. Kaybolmazdı. Alınır satılır değildi. Ama onlar da eşya tabiatlı oldular. "Kullan At" mantığıyla üretilmelerinden sebep. Alınıp satılıyorlar, hem de yalan bedelli ve ihtiras çantasındaki değişik banknotlar ile...
Uzay mekikleri, uçaklar, trenler, lokomotifler, arabalar ve gemiler,.. O gün geldiğinde... İşi bittiğinde... İş göremez hale geldikleri... Yada getirildiklerinde... Hizmet dışı kaydıyla... Ya bir hurdalığa yada bir gemi söküm tesisine gidiyorlar, insanların uydurduğu eşya ve onun tabiatı kuralı bahanesiyle.
O biricik günlere dair anılarınız için, hurdalıktan beğendiğiniz bir arabanın, uçağın, trenin, sizce önemli bir parçasını, nadide bir hatıranıza ev sahipliği yapan bir geminin ufacık bir güverte kaplamasını bir gemi söküm tesisinden alabilirsiniz.
Fakat;
Tükettiğimiz ve iş göremez hale getirdiğimiz, Sevgilerimize, Aşklarımıza, Dostluklarımıza, Vefa ve Şevkatlerimize ne yapıyoruz ? ...
Ne acı ki cevabımız yok. Aklımızın yalı kenarından dahi geçmemiş böyle bir irdeleme. Kapı önüne terk edilmiş çamaşır makinesi gibi suskunuz cevap için ...
Peki !
Ya Aşkların, Sevgilerin, Dostlukların, Şevkatlerin iş görmez kaydıyla terk edildikleri veya atıldıkları bir hurdalık var mı ?
Ya da gündelik gazetelerin seri ilanlar sayfalarında;
Doktor Bayandan Temiz Az Kullanılmış Sevgi,
Sahibinden İhtiyaç Yüzünden Temiz Bakımlı Aşk
Yenisi Alınacağından Az Kullanılmış Şevkat, Takasta Olur,
tarzında ilanlar gözünüze ilişti mi ?
Kapısında koca koca harfler ile "ALIN TERİ AŞK TAMİRHANESİ" yazan bir zanaatkar atelyesi gördünüzmü ?
Ne duymuş ne de rastlamışsınızdır. Onlar için ancak, tüketilişlerinin son safhalarında duyulan nefrete paralel, olsa olsa mezarlıklar olabilir. Zira öldürüyoruz. Sonra işlediğimiz cürmün korkusuyla görmek istemiyoruz. Ve bu yüzden gömüyoruz. Gömme eyleminin emek sarfına ve aslına bakarsanız; "mezarlık" kelimesi yapılanın bayalığı karşısında son derece asil ve soylu kalır.
Öldürmeye kabiliyeti ve gücü yetmeyenler ise; yaralayıp pencereden fırlatarak içeriye kaçıyorlar, kapılarını bir kez daha "atılan" çalmasın diye. Kapıyı çalıp sorsanız "Bu Nedir" diye?. Cevap hazır. "Ben Yapmadım, Miki Yaptı".
Tercüme edersek; Yalan Sevdayı Bıçakladı ama Öldürme Kasti Yoktu. Bu kaldırıma düşmüş, tamirata ve tedaviye muhtaç olanlara ise tahammülümüz olmadığı için ayağımızın ucuyla çöp kutusuna tekmeliyoruz. Bir kıymeti harbiyesi yok. "O" kullanılmış zaten. Nasıl olsa oyunun kuralı nefs'e dair; "Kullan ve At". Gelsin yenisi. Hem de kredili. İki kredi Ali'ye, iki kredi Veli'ye, İki kredi de Mustafa'ya. Artık, kimin küheylanı yürürse ?. Yansın dağlar Haydar'ım, umurumda mı?. Sebebi Ala'sı da son moda tasavvuftan servis edilmiş. "AN"ı yaşa. Önü, arkası yok. Dünya benim oyun alanım. Bireysel Özgürlük neden varki ?. Yaşasın Biricik Özgürlük. Sınır tanımadan. Evreni ve İşleyişini ıskalayarak. İdraki Mutlakdan azade..
Eğer, tabiat tiyatrosunda sahneye koyduğunuz oyunda; bir zaman gelip te oyuncu olabileceğiniz hakikatine çarpar ve
Ola ki ! Bir gün pencereden atmak yada gömmek yerine, kapı önüne bırakırsanız, hoyratça kullandıklarınızı,
Pişmanlıklarımızın sevince dönüşmesi için sırtımda siyah bir torba; mahalle mahalle dolaşarak eski ve iş görmez aşklarınızı, sevdalarınızı, dostluklarınızı toplarım.
Sizlerden toplananlar ile çalışacak o biricik işletmenin kapısına,
"AŞK ve SEVGİ GERİ DÖNÜŞÜM MERKEZİ" yazarım....
>

edit post

0 Yorum Yapılmış Enkaz-ı Aşk, Hurda-i Sevgi İçin

Yorum Gönder

© Minima Template Adapted by Petit Prince For Fountain Pen Blog