Adam hikayeler yazıyordu. Değerlerini pek de farketmemiş olduğu. Ama yazdığı cümle sonlarında ki uyumu seviyordu. Kadın da bu hikayelerden hoşlanıyor ve yazmasını istiyordu. O gece kadına hikayeyi satır sonlarından keserek okuyordu. Kadının da hoşuna gidiyordu. Ve kadının istediği, nasıl olsa bir oyundu. Pek de bir tehlikesi yoktu. Fark etmemişti kadın, delilikle, akıl arasındaki kısa ama derin koridoru. Konuşma arasında adama, "şairim" diyordu. Adam da sürekli, gayretkeş onun için yazıyordu. Bir süre sonra kadın durdu..
Farkedince yıldızlarının, adama kaymakta olduğunu. Kesmek istedi içindeki duyguyu. Bozmak gerekliydi, kontrolünden çıkan kurguyu. Eliyle susturdu. Bir müddet sessizlik olsundu. Adamı, bulutların üstünden alıp yere koydu.. Sonra,
Biri orda, diğeri burda durdu.
Birinin gitmezi, diğerinin kalmazı oldu.
Şair kalamazdı,
Çok ama çok yorgundu.
Son bir kez çaresini sordu.
Biri, suskun ve duygusuzdu.
Öyleyse;
Sebebi de, kal diyeni de yoktu..
Hem zaten, eşyaları kapı önünde duruyordu.
Valizinde, mektup dolu bir ahşap kutu,
Şair, alaca karanlıkta yola koyuldu.
Arkasında kalan sadece bir nottu.
Ve üzerinde irice "ELVEDA" yazıyordu,
Birinin yastığına, giderken iliştirmiş olduğu..
Hayat birine göre de, oyundu.
Güzelliği ise, isteğe göre kurgulanıyordu.
Ve üstelik sakıncası da yoktu.
Şair yürürken, bir an durdu.
Oyun olmasına oyundu ..
İsterik kurguların olduğu.
Peki, kurguların birlikte oluşturduğu,
O büyük senaryoyu kim yazıyordu ?.
test yorum